Boşandıktan SonraEyvah Boşandım

Boşanma Sonrası Çocuk Psikolojisi

Boşanma Sonrası Çocukların Psikolojisi Nasıl Korunur?

İnsan hayatında iki önemli tasarrufa dikkat edilmelidir. Bunlardan ilki hayatınız boyunca yapacağınız meslek seçimi, bir diğeri de hayatınızı birleştireceğiniz ve bir ömür birlikte yaşlanacağınız eş seçimidir. Evlilik uzun süren yaşam yolunda iki ayrı insanın hem manevi hem de biyolojik olarak birleşerek bu yolu birlikte yürümesi demektir. Kültürel ve sosyal değişimler evliliğin doğasında vardır. Bunun sonucunda tabiî ki aileye yeni katılımlar olacak ve evliliğin meyveleri olan çocuklar dünyaya gelecektir.

Hayatın getirdikleri ve götürdükleri çoğu zaman bambaşka sonuçlar doğurabiliyor. Örneğin evlilik aşamasında büyük bir hayal ve umutlarla bir araya gelen çiftler bu süreçte istediklerini hayata geçirmede ciddi sorunlar yaşayıp ya da büyük hayal kırıklıklarına uğrayıp boşanmak isteyebiliyor. Boşanmış çiftlerin kendileri kadar ve belki kendi hayatlarından daha çok düşündükleri tek gerçekleri de bu süreçte çocuklarının psikolojisini nasıl koruyacakları oluyor. Boşanma kararının ve ailenin ayrılmasının çocuklar üzerinde yarattığı tahribatı en aza indirmenin çok önemli püf noktaları olduğu unutulmamalıdır.

Boşanmanın Ardından Çocukların Ruh Sağlığı

Halk arasında en yaygın hususlardan biri de boşanmış çiftlerin çocuklarının sürekli psikolojik açıdan problemler yaşadığı ve hayatlarının alt üst olduğu inancıdır. Ancak yapılan araştırmalara göre aile içinde sürekli kavga ve gürültü olması, bir araya gelmeyen anne ve babalar, birbirlerini çocuklarına şikayet eden ve kötüleyen çiftler, çocukların psikolojisi üzerinde boşanmaya göre daha fazla olumsuz etki bırakıyor. Bu nedenle çocukların sağlıklı bir psikolojiye sahip olmasını istiyorsanız öncelikle boşanma kararının kaçınılmaz doğru olduğunu kabul etmeniz ve bundan sonraki hayatınızı buna göre şekillendirmeniz gerekiyor.

Öte yandan boşanma sürecini iyi yönetemeyen anne ve babaların da çocuklarına karşı psikolojik desteği sağlayamadıkları görülüyor. Dolayısıyla bu sürecin en iyi şekilde yönetilmesi ve çocuklar üzerinde büyük etki bırakmasına imkan verilmemesi gerekiyor. Uzmanların bu konudaki açıklamalarına göre; çocuğun psikolojisini bozan şey boşanmak değildir. Boşanma sonrası anne ve babanın davranışlarının, tutumlarının nasıl değiştiği çocuğun psikolojisini etkiler.

Olumsuz Tavırlar Çocuklara Yansıtılmamalı

Önemli olan boşanma sonrasında anne ve babanın çocuklarıyla ilk günkü gibi ilgilenmeye devam etmeleri ve çocuklarıyla ilişkilerine önem vermeleridir. Boşanmanın kendisi çocuklar üzerinde ciddi bir travma yaratmaz. Anne ve babalar karşılıklı anlayış içinde çocuklarının gelişimine ve psikolojisine önem gösteriyorsa çocukların herhangi bir ruhsal sorunla karşılaşmaması mümkündür. Bu noktada çocukları etki altında bırakmamak için boşanmış anne ve babalar, birbirleri hakkındaki olumsuz duygularını çocuklara yansıtmamalıdır. Çocukların anne veya baba hakkında olumsuz olarak doldurulması, çocuk aracılığıyla yollanan olumsuz ve nefret içerikli haberler, başta küçük yaştaki çocukların psikolojisini olumsuz etkiler.

Boşanma Sonrasında Küçük Yaştaki Çocukların Psikolojisi

Küçük yaştaki çocuklar ve özellikle henüz ben merkezci dönemde olan çocuklar etrafındaki olayların sonuçlarını kendisine bağlar. Yani etrafında yaşanan olaylar ya kendisi yüzündendir ya da kendisi sayesinde bazı değişimler yaşanır. Bu yaştaki çocuklar boşanma sonrasında genellikle, “ben yaramaz yaptığım için annem ve babam ayrıldı, ben uslu durursam, sessiz olursam yine bir araya gelirler” gibi düşüncelere kapılabilirler. Ayrılığa neden olduğunu düşünen küçük çocuk bu yüzden gereksiz çabalara ve hayallere kapılabilir. Bu tür boşanma sonrası çocuklarda hayal kırıklığı sendromları yaşamamak için çocuğa basit tabirlerle ayrılığın nedenlerini açıklamak gerekir. Çocuğun ayrılıkta herhangi bir sorumluluğunun olmadığını ona güzel bir dille açıklamak çok önemlidir. Ayrılık olabilir ancak anne ve babalık devamlı kalıcıdır gibi sözlerle çocukların psikolojisini kuvvetlendiren destek sözleri sık sık onlara hatırlatılmalı ve güven verilmelidir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu