Aron Buniel

Evliliklerde Aldatmanın Altındaki Masumiyet

Aldatmaların ve aldatılmayı affetmenin mantığı.

Bu çok tehlikeli bir konu. Aslında haftalardır yazmayı düşündüğüm ancak doğru anlaşılamamak adına bir türlü kafamda toparlayamadığım beklide cesaret edemediğim bir konu.

Anlamak çözmenin yarısıdır, ancak sadece anlayabilmek yetmez. çözmeyi ‘de istemek lazım… Aldatmada neyimi çözeceğiz.? Aldatmış işte nesini çözeceğiz.? Aldatmanın altındaki sebepleri çözemezseniz aynı kişi veya farklı kişilerle tekrar, tekrar başınıza gelmesi kuvvetle muhtemeldir.

Anlayabilmek için 3. bir gözle tarafsız olarak gözlemlemek, gözden geçirmek şarttır.

Üstüne basa basa tekrarlamak istiyorum Flört dönemindeki aldatmalardan bahsetmeyeceğim.

Evlilikteki aldatmaların genelde erkekler tarafından gerçekleştirildiği aslında bir şehir efsanesidir. Aldatmalarda erkekle kadının arasındaki fark. Aldatan erkeklerin % 90 yakalanır. Aldatan kadınların % 90 yakalanmak istemez ise yakalanmaz. Aldatan erkek 2. İlişkisini övüne, övüne en samimi arkadaşına anlatır. En samimi arkadaşta yastık muhabbetinde sırrı saklayacağına dair söz verdirip yemin ettirip kendi karısına anlatır. Samimi arkadaşın karısı olan kadın Kadın tabi dayanamaz tüm kadın arkadaşlarına anlatır ve en son aldatılan kadına ulaşır haber. Kadın ise Aldatırken yakın çevresinden olmayan birini seçer yada kocasına en yakın kişiyi. Kocasına en yakın kişiyi seçmesindeki 1. sebep akla gelecek en son kişidir o . 2. Sebep partnerde sırrı saklamaya mecbur olur çünkü sır ortaya çıkarsa en az kendisi kadar oda lanetlenecektir, ve kadınlar bırakın bu sırrı bir yakın arkadaşı kendisine bile telaffuz etmez kadınlar sır saklamanın püf noktalarını bilirler.

Sır saklamaktaki 1 kural 2 kişinin bildiği sır, sır değildir.

Kadın ne kadar samimi olursa olsun kadına sağdık kalmaz.

Bir kadının sırtını ancak başka bir kadın yere getirir.

Kadın kadının gözünü oyar. )

Yazıma devam ederken olaylara kadın veya erkeğin tarafından yazarak devam etmeyeceğim. Çünkü bana göre aldatma potansiyeli her iki cin içinde eşittir. Benim için sadece aldatan ve aldatılan, madur olan ve madur eden var.

Evliliklerdeki aldatmalarda aldatanınmı yoksa aldatılanınmı mağdur olduğu aslında meçhuldür. Aldatmanın mantığını anlayabilmek için önce aldatmayı tanımlamak gerekir. Günümüzde evli olan çiftlerdeki birey eğer eşinin dışında biri ile cinsel ilişki kurmuş ise aldatmış sayılır ve böyle bakıldığında eşinin dışındaki biriyle cinsel ilişki kurmuş kişi aldatandır ve suçludur. 🙂 bu aslında subjektif düz bir mantıktır. Peki nikah öncesinde sergilediği profilini nikah sonrasında muhafaza edemeyecek kadar nazik, ilgili, sevimli, şefkatli, hamarat, çalışkan, zeki, şık, seksi, bakımlı, güzel ( veya yakışıklı ) vs. vs. göstermekte bir aldatma değimlidir..? Bir çok kadın ve erkek Nikah öncesi yaptığı, hassasiyet gösterdiği birçok konuyu artık evlendik deyip vazgeçer, ama evliliği kabul eden karşı taraf nikah öncesi karşısındaki zatta aşık olmuş O kişi ile evlenmiş artık hayat arkadaşı olmuştur. Ancak karşısındaki kişi ilgisiz, sevgisiz, saygısız, partnerini ilgi ile özveri ile taşıyamayan hatta onunla sevişmeyen biri haline gelmiştir. peki bu bir aldatma değimlidir.? Kim selam bile vermeyeceği kadar ilgisiz, bakımsız, saygısız ve sevgisiz biriyle bir aşk sevişmesi yaşaya bilirki? Hem kadın hem erkekten yüzeysel küçük bir örnek.

Evlilik sonrası birçok kadın “artık kış aylarındayız nasılsa kimse görmüyor” diye ( Ama Kocan görüyor ) başta pedikürüne, ağdasına, kilosuna ve kocası ile yatağında sekssi görünümüne olan hassasiyetini yitirir.

Evlilik sonrası birçok erkek nazik, centilmen, bonkör, şovenist yapısını terk eder ve bir kadın için cinselliği artık işkence haline dönüşmesine yada kadının kocasına olan istekliliğini yitirmesine sebep olan seks öncesi ön sevişmeyi ‘de umursamaz olur.
Bu şekilde bir ilişki nasıl ve ne kadar yürür? Bu şekliye yürüse ‘de o gerçek bir evlilikmidir? Gerçek olmayan ve mutlu olmadığımız bir ortamda ne kadar beraberlik ve sadakatimizi sürdürebiliriz? Ortada çocuk ve bir birinden ayrılamaz bir sosyal statü ve sosyo ekonmik platform oluşmamışsa sorun yoktur memnuniyetiniz yoksa boşarsınız olur biter! Malum yalnızlık yeni bir başlangıç ve yeni bir düzen kurma mücadelesi verecek yaş ve enerjide değilseniz ne yapabilirsiniz? Hele birde üstüne bir kaç çocuğunuz varsa, sosyal statünüz, sosyo ekonomik yapınız belirli bir standarda oturmuş ise, bunun üzerine size iyi bir eş olamamış ancak çocuklarınıza iyi bir ebeveyn ise ancak bir evliliği cennet veya cehenneme çeviren kimsenin bilmediği görmediği ortamlarda özelliklede evin içerisinde baş başa kaldığınız ortamlar ve yatağınızda sizi mutlu edemiyorsa çare nedir? yinede boşanmakmıdır ? Kimse sadece cinsel bir yaşam için evlenmez. Evleneceği kişi sadece iyi sevişiyoruz diye evlenmez bu mantıklı değil katılıyormusunuz ? emiğnim hepiniz katılıyorsunuzdur ama sadece artık sevişemiyoruz diye boşanabilir öylemi? Bu mantıklı… Yani cinsel yaşamınız çocuklarınızın mutluluğundan babasız yada annesiz yaşamalarından gençlik cesaret ve enerjinizi yitirdiğiniz döneminizde yeni bir başlangıç yorgunluğunuzdan daha önemlidir ve aynı noktaya gelemeyeceğinizin garantisinin olmadığı yeni bir macera atılmanıza değer. Bu size mantıklı geliyormu? Ben bu soruya yorum yapmıyorum çünkü herkesin hırsı, imkanları, vicdanı tahammül sınırları şahsına münhasırdır.

Hepinizin beklediği o cevap gelmeyecek benden “peki nedir doru olan? kendine bir sevgili yap eşini boynuzla” hayrı tabiki doğru olan bu dur demiyorum bu konuda bir hükme varmakta haddime değil. Ben zaten bu olayda doğruyu yada yanlışı yargılamıyor bulmaya çalışmıyorum. Ortada bir problem var ben sadece aldatan diye görünenin neden bunu yaptığını anlayabildiğimi ifade etmeye çalışıyorum. Aslında aldatan olarak görünen yıllar önce evliliğin ilk başlamadan önce aldatılmış evlenmek istemeyeceği hiç mutlu olamayacağı biri ile o kişi gerçek benliğini kamufle edebildiği için evlenmiş bulunmuş gerçek ortaya çıktı ama iş işten, yaş baştan deli cesaret bedenden uzaklaştı çare nedir kadınlığından yada erkekliğinden vazgeç ev araba mal mulk çoluk çocuk sosyal statü ve sahip olduğun lükslerle mutlu olmaya çalış yani doğanı bastır arzularına gem vur nereye kadar 60 yaşınızda bunu başarabilirsiniz 20 li yaşlarınızda ise yeni bir başlangıca cesaret edebilirsiniz peki ya 40 lı yaşlarınızda neye cesaret edip neyi bastırabilirsiniz. Özelliklede bir kadınsanız. Cinsellik bu kadar önemlimi? Belki biraz cesurca olacak ama Evet önemli hemde enaz yemek kadar içmek kadar nefes almak kadar önemlidir, hem ruh hem beden sağlığınız için önemlidir. İnsanda doğanın bir parçasıdır doğaya bakın tüm canlılar çift yaratılır bunun tek sebebi üremek değildir. Doğadaki tüm canlılar varlıklarını sürdürebilmek mutlu, mesut ve sağlıklı varlıklarını sürdürebilmek için bedenlerini ve ruhlarını yemek yiyerek, su içerek, uyuyarak, seks yaparak, tuvalete giderek ve yıkanarak beslerler. Sevişmekte yemek yamak gibi tuvalete gitmek su içmek gibi doğanın tüm canlılara kodladığı bir ihtiyaçtır. Ama sosyal statünüz, çocuklarınız bir aile olarak toplum içerisindeki deki sosyal statü ve standartlarınızda vazgeçemeyeceğiniz kadar önemlidir. İşte paradaoks burada başlıyor. Doğanız size hükmediyor ve doğanızın gereği cinselliğinizden vazgeçemiyorsunuz. Sosyal statünüz, çocuklarınız bir aile olarak toplum içerisindeki deki sosyal statü ve standartlarınızda da hayatınızdan bile önemli ondanda vazgeçemiyorsunuz. E peki ne olacak şimdi bu ikileme ne kadar tahammül edeceksiniz? Ben söyliyim bedensel ve ruhsal sağlığınızı yitirmeye başladığınız yere kadar! işte o noktaya geldiğinizde en büyük sorunlardan bir daha yine doğa ile insana sunulmuş bir lütuf olan ve insanı hayvanlardan ayıran yetenek muhakeme yeteneğidir. İnsanoğlu bu durumda muhakeme yeteneğini devreye sokmak durumda kalıyor. Sağlığını korumak adına eşinde bulamadığı ve umudunu yitirdiği yokluğunun artık bir rahatsızlık haline gelmiş cinselliği ve düzenini korumayı aynı anda seçiyor. Toplumda bu duruma aldatma derken aldatılan olarak tanımladığımız kişide acaba ben nerde hata yaptım diye düşünmeden varılan bu sonuçta benim eksiğim hatam nerde diye düşünmeden karşı tarafı aşağılıyor, taşrada öldürüyor, yada batıda çözüm üretmek yerine boşuyor. Şimdi aldatanın neden aldattığını ve gerçek suçlunun neden aldatan olamayabileceğini anladıkmı?

Şimdi gelelim aldatıldığı halde affedenin şerefsiz midyesiz deyide olmadığını ve neden affettiğini anlamaya bu çok daha kısa ve kolay o kişi kendini ‘de sorgulamış tüm jetonları birer birer düşmüş hatalarını tespit etmiş ve telafisi ile ailesini düzenini korumaya çalışmayı seçmiştir. Sadece kuru kuru affetmiş ama hiç değişmemişse işte o zaman o kişi gerçekten midyesizdir, şerefsizdir, aşağılıktı çünkü aynı şeyi tekrar, tekrar yaşamaya mahkumiyeti baştan kabul etmiştir.

Şimdi belki bazılarınız hak veriyor olaya benim penceremden bakabiliyorsunuz belki bazılarınızda farklı düşüncelere sahipsiniz ama emiğnim birçoğunuz yazımı okurken bu dadam ya aldatmış yada aldatılmış olmalı kendini temize çıkarmaya vicdanını rahatlatmaya çalışıyor diyordur ister inanın ister inanmayın umurumda bile değil. Ben hiçbir birlikteliğimi aldatmadım bildiğim kadarı ile sadece 1 kere aldatıldım bunu ‘da maalesef ilişkim bittikten sonra öğrendim. Bu yazımda ben aldatma sebepili boşanmaların çok yaşandığı ve son zamanlarda yakın çevremin gündemi olduğu için kendimce yorumlamak cesaretinde bulundum. Biraz medeni cesareti olan beğenen yada beğenmeyenlerinde yazımı tıklamalarını veya yorumlarını ifade etmelerini rica ediyorum.

Tanrı hepinize sağlıklı düzgün bir ilişki nasip etsin.

Aron Buniel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu